Muş Valisi Erdoğan Bektaşın girişimleriyle ilimize gelen Türkiye İhracatçılar Birliği Başkanı ve Türk İhracatçılar Meclis Üyesi Osman Bağdatlıoğlu ile beraberindeki heyet incelemelerde bulundu.
Muş Lalesi artık dünyaya açılıyor. Muş lalesinin dünyaya tanıtımını sağlamak amacıyla, Devlet Bakanı Zafer Çağlayan’ın isteği üzerine Türkiye İhracatçılar Birliği Başkanı ve beraberindeki heyet Muş’a gelerek incelemelerde bulundular. TİGEM arazisindeki laleleri inceleyen heyet, amaçlarının Muş Lalesini dünyaya tanıtmak, bu sayede de hem Muş’un, hem de Türkiye’nin tanıtımını yapmak olduğunu ifade ettiler. Türkiye İhracatçılar Birliği Başkanı ve Türk İhracatçılar Meclis Üyesi Osman Bağdatlıoğlu, konu ile ilgili olarak; “Muş’ta lalenin olduğu, bunun nasıl değerlendirilebileceğini konuştuk. Muş ihracat yapamayan illerimizden biri. Buraya bir heyetle gelip, bu heyette ben İhracatçılar Birliği Başkanıyım aynı zamanda Türk İhracatçılar Meclisi üyesiyim.
Biz bu konuda uzman kişileri Samsun’dan, Yalova’dan ve değişik illerden ve Almanya’da bu işi yapan değişik firmalardan kişilerle gelerek, burada bunu nasıl değerlendirebiliriz, neler yapabiliriz, Muş’a ve Türkiye’ye neler kazandırabiliriz buna bakacağız. Bunun yanında Muş’un tanıtılması için de bir fırsat olabileceğini gördüm. İncelemelerimizi yaptıktan sonra da Sayın Bakanımız Zafer Çağlayan’a da bilgi vereceğiz” dedi. Heyet Vali Erdoğan Bektaş ile de bir toplantı yaparak, Muş Lalesi hakkında fikir alışverişinde bulundu. Muş’a gelen Türkiye İhracatçılar Birliği Başkanı ve beraberindeki heyeti karşılayan Muş Tarım İl Müdürü Abdurahim Özarslan, heyet ile birlikte Muş Ovasını gezerek Muş Lalesi ile ilgili bilgiler verdi. Özarslan, “Lale zambakgillerdendir. Yaprakları uzun, mızraksıdır. Sapının üstünde tek bir çiçek bulunur. Çiçekler çok çeşitli renklerde olduğu gibi alacalıda olabilir. Muş lalesi ise kırmızı mızraksı bir yapıya sahiptir.
Türlü renklerde güzel çiçekler veren lale bir süs bitkisidir. Anavatanı İlimizin de yer aldığı Batı Asya olan lale, ilk olarak anavatanı olan Türkiye’de yetiştirilmiş, bu arada bir hayli geliştirilmiştir. Bir döneme adını veren lale çiçeği ilk defa VI. YY. Yurdumuzdan Avrupa’ya götürülmüştür. Çiçeğin adı da Avrupa dillerine biçimi sarığı andırdığı için Tülbent sözünden gelmiştir. Yurdumuzda en çok VII. YY. lale yetiştirme işine büyük önem verilmiş, en güzel laleler İstanbul Saraylarının başlıca süsü haline gelmiştir. O zaman çiçek meraklılarının en büyük amacı görülmemiş renklerde yeni laleler yetiştirmekti. Her lale cinsinin bir ismi olurdu. O dönemlerde Avrupa’dan İstanbul’a çeşitli laleler getiriliyor bunlar çok yüksek fiyata alıcı buluyordu, hatta zamanın hükümeti fiyat artışını durdurmak için narh koymak zorunda kalmıştır. Lalenin böylesine geniş bir yayılış alanı bulması süsleme sanatlarında, mimarlıkta, motif olarak kullanılmasını da sağlamıştır. Çeşme, cami ve türbelerde lale şekilleri işlenmiştir.
Lalenin anavatanından olan İlimizde yanlış hasat ve tarım alanlarının genişlemesi ile lale alanları hızla daraltılmıştır. Muş lalesi hemcinsleri gibi soğandan yetişir. İlkbaharda Nisan sonu ile Mayıs başlarında çiçek açar 15 gün gibi kısa bir ömrü vardır. İşte bu dönem içerisinde nefesleri kesecek güzellikte bir manzara oluşur.
Kışın lale soğanları soğuktan kaçarak toprağın derinliklerine çekilirler her soğandan bir tek lale çıkar. Laleler katmerli, ya da yalın kat olur. Çiçek gündüzün güneşin etkisi ile iyice açılır. Muş Lalesi özeliğini kaybetmemiştir. Fakat lale bitkisinin soğan yaprak ve çiçeklerinde kalbe etki eden Tulip alkoloidinin bulunması nedeni ile soğanları ile birlikte hasat edilmiştir. Ayrıca tarım alanlarının genişlemesi ile lale alanları hızla azalmıştır. Çiçek tohumundan lale yetiştirilmesi 3–6 yıl gibi bir sürede çiçek verdiği göz önüne alınarak Muş Lalesinin yok olmasını önlemek üzere lale alanları koruma altına alınmıştır” dedi.
Günaydın Muş Gazetesi